21 Şubat 2015 Cumartesi

An.

Bir nefeslik yurttan kaçıyorum. İlk deniz, Eminönü. Beklediğim tramvay dahi gelmiyor. Beklemek adına daha ne kadar üstüme oynayacaksın karpuzun içindeki kesmece delikanlım İstanbul.


17 Şubat 2015 Salı

Gözlerim öylesine bir yerlerde dolandıktan sonra üzerime döndüğünde gördüğüm, acısını çektiğim şeyin tek arayışım olduğu. Yanılmak istediğim kadar yanıldım. Yakup'un içinde taşıdığı durgun ve çürük suyu yavaşça düşürdüğüm o an, yenisini biriktirmeye başladım. Artık biliyoruz ki, geçmez. Ve artık aldanamayacağımız kadar gerçeği gördük. Gideceğimiz güne kadar azabımız bu olacak. İkiyken, ikiliğimizden vazgeçmeden, bire düşebilmek ihtiyacı. İçimde dolanıp duranlardan bir tanesi. Cesaretimizi alıp yerine ne koydular? Yoksa yaşadığımız yine bir boşluğun zamanı mı? Güzelin korkunçluğu. Bir daha yaşayamayacağım güzelliğin içine bir yaşam sığabilir miyim? Tüm ikiliğimizle bir olabildiğimizin sonrası yeniden ikiye bölündüğümüz anın acısının ne olduğunu içimde büyüterek kendime öğretiyorum. Bilmeli ki, yıkılmamalı. Ama güçsüzlüğümde hemfikiriz ve içimde büyüttüğüm, doğurduğum o şeyde.
senden bana hiç durmadan akan neyse